Vivace Altın İğne

Göz kapağı ve çevresi, yüzümüzün mimik hareketleri açısından en aktif bölgesidir. Bu bölgenin ince bir deriye sahip olması ve hemen deri altında aktif kas tabakası olduğu için her mimik hareketi sırasında (bunun yanı sıra güneşe maruz kalma, yaşlanma vs.) akordiyon gibi kasılan kas üzerindeki deride de çizgilenmelere neden olur. Zamanla bu çizgilenmeler kalıcı kırışıklığa dönüşür. Bazı kimselerde deri açık renkli ve çok ince olduğu için genç yaşta dahi kırışıklığa rastlanabilir. Ağız çevresi de yüzümüzde mimik hakeretlerinin sıklıkla kullanıldığı ve konuşma sırasında da aktif olarak çalışan bir bölgedir. Bu bölge de yüzde gençlik göstergelerinden biridir. Altın iğne işlemi ile bütün yüz uygulaması ile gençleşmenin yanı sıra göz ve ağız çevresinde de başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Altın iğne işlemini “Altın iğneli fraksiyonel radyofrekans cihazı” ile uygularız. Bu cihaz temel olarak 2 cilt yenileme yöntemi kullanır. Birincisi mikroiğneleme sistemidir. 0,5-3,5 mm arası derinliklerde etki edebilen 5x5 toplamda 25 adet altın kaplama mikroiğnelerden oluşan başlıkla cilde atışlar yapılarak hem yüzeyden hem istenilen derinlikten yenilenme uyarıları verilir hem de cilt altına radyofrekans enerjisi verilir. Cihazın ikinci temel bileşeni cilt altında istediğimiz derinliğe, istediğimiz güçte verebildiğimiz radyofrekans enerjisidir. Yani altın iğne işlemi, cilt yüzeyine zarar vermeden mikroiğneler ve cilt altına verilen radyofrekans enerjisini kullanan bir cilt yenileme ve cilt gençleştirme işlemidir.

Altın iğne tedavileri cilt yenileyici mezoterapiler ve/veya zenginlestirilmis plazma (plateletten zengin plazma) teradavisi ile destekleyerek etkinliğinin daha da artmasını sağlayabiliriz.

İşlemden 20 dakika önce uygulama alanlarına (yüz, boyun, dekolte, vücut) anestezi kremi uygulanır. Krem etkisini gösterdikten sonra hedef uygulama alanları temizlenir ve işleme başlanır. Mikroiğnelerin derinliği uygulama yapılan cilt bölgesine göre ayarlanır. Kaş ve göz çevresi, dudak üstü gibi alanlarda daha yüzeyel, hafif orta güçte atımlar planlanırken, yanak gibi alanlarda daha derin ve daha güçlü atışlar planlabilir. Skar tedavilerinde işlem derinliği ve gücü daha fazla ayarlanabilir. Bu tedavide uygulama tamamen kişisel cilt yapısı, uygulama yapılan alan ve uygulama amacımıza göre kişiye özel planlanır. Seanslar uygulama alanına göre 20-45 dk arasında sürer. Her seans etkilidir ve seans sonrası iyileşme dönemi tamamlandıktan sonra ciltte gözle görülür pozitif etkiler ortaya çıkmaktadır, ancak daha başarılı sonuçlar için 3-4 haftada bir 3-4 seans işlem planlanır.

Altın iğne tedavisi ile deride (epidermis ve dermis) kontrollü bir hasar oluşturarak buradaki dokuların kendilerini yenilemelerini ve gençleştirmelerini uyarırız. Buna ek olarak yaşlanmış kolajenlerin kendilerini yenilemeleri için uyarı göndermiş oluruz ve yeni kolajen yapımını da destekleriz. Sonuç olarak deri kalitemizi arttırırız. Böylelikle de halihazırdaki gençleşme etkisinin yanına yaşlanma karşıtı etki de eklemiş oluruz. Yani ilerleyen yıllardaki cildimizin iyilik haline de katkıda bulunmuş oluruz.

Altın iğneli radyofrekans uygulaması özellikle yüzde, alın, kaş arası, göz çevresi, dudak üstü, yanaktaki kırışıklıkları tedavi etmekte oldukça sık kullanılmaktadır. Yine radyofrekansın yüzde gerilme etkisi sağlayan ve sarkmayı toparlayıcı bir etkisi de bulunmaktadır. Altın iğne yöntemi, boyun ve dekolte bölgesindeki kırışıklıkları düzeltmede ve sarkmaları düzeltmede oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle izlerin direk olarak içine yapıldıkları için oldukça etkili olmakta ve izleri daha iyi, daha kabul edilebilir bir hale getirmektedir. Altın iğneli radyofrekans yönteminin en sık kullanıldığı alanlardan bir tanesi yüzdeki sivilce izlerinin tedavisidir. Bu izlerin çapları küçülür, derinlikleri azalır, derin olan sivilce izleri hafifler hafif olanlar geçer, gözenekler daralır, cilt daha canlı berrak bir hale gelir. Bu amaçla yüzey yenileyici fraksiyonel lazerlerle kombine edilerek kullanmak tedavinin verimliliğini arttırılabilir.

Çatlaklarda bir çeşit iz olduğu için deri ve deri altı yırtıklarının tedavisinde radyofrekans oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Çatlakların tamamen yok olması mümkün değildir, ancak daha iyi hale getirilebilir, rengi düzelir, çatlakların çapları daralır, deri daha pürüzsüz bir hale gelerek çatlakların görünürlüğü azaltılır. Çatlak tedavisi arzu edilirse fraksiyonel karbondioksit lazerle de kombine edilebilmektedir.

Özellikle kilo alıp vermeden kaynaklanan deri sarkma ve gevşekliğinin tedavisinde altın iğne başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Uygulama kolların iç yüzeylerine, bacak içlerine yapılabilmektedir. Uygulama son derece konforlu bir şekilde yapılmaktadır. Ortalama kol ve bacak bölgesinde 1 ay sonra derinizin gerginleştiğini ve sarkmaların azaldığını göreceksiniz. Bu sayede deri altı ve derideki gevşeklik ve sarkma ameliyatsız olarak asgariye inecektir. Zaten ameliyat olmadan radyofrekans haricinde bu bölgelerde deri sıkılaştırmasını başarıyla yapabilen başka bir tedavi bulunmamaktadır. Altın İğne Radyofrekans tedavisinin kullanıldığı bir diğer alan, koltuk altı aşırı terlemesi tedavisidir. Bu uygulamada radyofrekans ter bezlerini kalıcı olarak tahrip eder ve bu bölgeden ter salınımını durdurur. Uygulamada ter bezleri kalıcı olarak azaldığından sonuçlar kalıcı olmaktadır.

Cilt gençleştirme ve/veya cilt yenileme hedefleri ile uyguladığımız altın iğne işleminden sonra ciltte birkaç saate varan kızarıklık oluşabilir. Çok hassas ciltlerde bu kızarıklık bir iki gün devam edebilir. Uygulama sonrası kişi hemen günlük hayatına dönebilir. Kontrollü bir şekilde oluşturulan hasara cevaben bir iyileşme ve yenilenme süreci yaşandığı için çok iyi bir güneşten korunma ve destekleyici bir cilt bakımı rutini düzenlenir.

Altın iğne uygulamasının en büyük özelliği fraksiyonel cilt yenileme lazerlerinde yaşanan kızarıklık, pullanma ve soyulmanın olmamasıdır. Hastada 3-5 saat kadar hafif bir pembelik oluşacak, pembelik bu sürenin sonunda tamamen normale dönülecektir. Dolayısıyla hastanın günlük yaşantısında kısıtlama yapmayan bir tedavi çeşididir. Uygulama sonrasında belli belirsiz bir ödem olur, bu da kısa sürede geçecektir. Bu tedavinin en önemli avantajı yazın yapılabilmesi, kızarıklık, soyulma gibi yan etkiler yaratmamasıdır. Dolayısıyla yaz döneminde tedaviye ara vermeye gerek kalmaz. Diğer tedavilerle de kombine edilebilmektedir.