Hyaluronik Asitli Dolgular

Dolgu

İnsanlar tarih boyunca hep güzel ve çekici görünmek istemiştir. Gençlik ve tazelik de en önemli güzellik kriterlerinden biridir. Hiç bir insan yaşlanmak istemez. Günümüzde de bu güzel yaş alma isteği aynı tutkuyla devam etmektedir.

Yüzümüzdeki yaşlanma sürecini ele alırsak esasında sadece cildimizin kırışıp sarktığı bir süreç değildir. Yaşlanma süreci yüz kemiklerimizden başlayarak derin cilt altı dokularımızı, cilt altı yağ yastıkçıklarımızı, cilt altı yüzeyel yağ dokumuzu ve en dış tabaka olan cildimizi etkilemektedir. Biz yaş aldıkça bütün kemiklerimizde olduğu gibi yüz kemiklerimizde de yıkım olmakta ve buna bağlı yüzde hacim kayıpları oluşmaktadır. Derin yağ yastıkçıkları ve fasyalarda hacim kayıpları ve elastikiyet kaybı sonucu gevşemeler oluşmaktadır. Cilt altı yağ dokumuz erimekte ve kaybolmaktadır. Dermis (cildin derin tabakası) tabakasında bulunan kolajen, elastin lifler ve fibroblastlar sayıca azalmaktadır. Buna ek olarak bu tabakada bulunan ve yüksek su tutma kapasitesi ile cilde dolgunluk kazandıran hyaluronik asitler azalmaktadır. Son olarak cildin en dış tabakası olan epidermis incelmekte, lekelenmekte ve ince kırışıklıklar oluşmaktadır. Tüm bu katmanlarda oluşan hacim, elastikiyet kayıpları ve turgor kayıplarının sonucu olarak yüzümüzde;

  • İnce ve derin kırışıklıklar
  • Sarkmalar
  • Çökmeler
  • Matlaşma ve ciltte incelme görülmektedir.

Işıl ışıl parlayan ve hacimli bir yüz, gençliğin ve de güzelliğin göstergesidir. Hyaluronik asitli dolgular ile yaşa bağlı olan hacim kayıplarını yerine koyarak yüzde çökmüş ve sarkmış olan bütün alanları tedavi edebiliriz. Bunun yanında yaşlanmaya bağlı olmayıp genetik olarak belirlenen özelliklerimizden kaynaklanan eksiklikleri de düzeltebiliriz. Mesela ince dudakları kalınlaştırabiliriz ya da küçük ve geride bir çeneyi büyütüp yüzü profilden daha dengeli hale getirebiliriz.

Hyaluronik asit cildimizin yapısında doğal olarak bulunan bir moleküldür. Cildimiz tarafından sentezlenmektedir. Cildimizde doğal olarak bulunan hyaluronik asitlerimizin ömrü kısadır. Vücudumuz tarafından sürekli olarak yapılır ve yıkılır. Ancak yaşımız ilerledikçe sentezi azalmaktadır. Bu durumda da ciltte nem ve elastikiyet kaybı yaşarız.

Hyaluronik asitli dolguların özelliklerini incelersek bu dolguların en önemli özelliği hyaluronidaz enzimi ile eritilebiliyor olmalarıdır. Hyaluronik asitli dolguların üretim sürecinde hyaluronik asit molekülleri arasında çapraz bağlar oluşturulur. Çapraz bağ oranı arttıkça dolgu maddesinin kalıcılığı artmaktadır. Ancak yine çapraz bağ oranı çok çok yüksek dolgularda komplikasyon ihtimali artmaktadır. Bu nedenle uygulanacak dokunun özellikleri, uygulama derinliği, hedeflediğimiz sonuç dolgu tipi seçimimizi yönlendirmetedir. Dolguların hyaluronik asit yoğunluğu ve çapraz bağ özelliklerine göre hacim verici, lifting etkisi yaratıcı (sarkmaları toparlama) ve doku ile bütünleşme özellikleri değişmektedir. Her alana uygun dolgu seçimi ile en başarılı sonuçlara ulaşılır.

Sonuç olarak hyaluronik asitli dolgularla yaşlanmaya bağlı göz altı, yanak, şakak, çene, çene hattında olan bütün hacim kayıpları, çökmeleri düzeltebiliriz. Sarkmaları toparlayabilir ve derin kırışıklıkların altını doldurarak düzeltebiliriz. Gençleştirici etkilerin yanında genetik olarak sahip olduğumuz özellikleri de değiştirebiliriz. Yanaklarınız yeterince hacimli değilse daha çıkık elmacık kemiklerine sahip olablirsiniz. Göz altlarınız çökük ve morsa göz altlarını dolgu ile tedavi edip yorgun görünüm silinebilir. İnce dudaklar hacimlendirilip çekici hale getirilebilir. Küçük ve geride çene düzeltilebilir. Silik olan çene hattı belirgin hale getirilebilir. Hyaluronik asitli dolgular ile zamana meydan okuyabilir ve sahip olduğunuz güzelliği daha da arttırabilirsiniz.

Hızlı Form